MATEMATİKÇE
  DERS ÇALILŞIRKEN SIKILIYORMUYUZ
 
DERS ÇALILŞIRKEN SIKILIYORMUYUZ
 
                        Sınavlara hazırlananlara, okulunda final kovalayanlara, ders çalıştığını zannedenlere, ‘çocuğum bu kadar ders çalışırken niye başarılı olamıyor’ diye safça düşünen ebeveynlere;
      
                        Ana formülümüz hiç değişmez; başarılı olmanın yolu çalışmadan geçiyor. Ancak çok çalışma yerine verimli çalışma esastır. Bu işin en temel şartı da anlamaktır. Anlama ilk olarak sınıfta, ders anlatılırken iyi bir şekilde yapılabilir , akabinde de okul dışı vakitlerde tekrarlarla, alıştırmalarla pekiştirilirse kalıcı bir hale gelir. 
                        İnsanların okudukları bir yazının % 80 ini bir gün sonrasında unuttuklarını , tekrarlarla bu oranın düştüğünü, yazı ile not alınarak yapılan tekrarlarda ise oranın % 40 lara kadar indiği bilinmektedir. 
                         İyi not alınması, notların anlaşılır olması ve özellikle de daha sonra tekrar yapılırken o alınan notlara bakılması işin püf noktalarıdır. Öğrencilik zamanında kazanılmayan bu alışkanlık ileride iş hayatında da kendini belli ediyor. İş toplantılarda süper zekaya sahip olduklarını düşünen bazıları not almazlar. Bir sonraki toplantıda, motoru çalıştırırken benzin yerine motorin kullanan ama iddiasız da oldukları için not almayı bilenler vazifelerini yerine getirmiş olurken, bunlar ‘unuttum’ denilen dünyanın en çözümcü kelimesinin ardına sığınırlar. Bir çok kişi ise not alır, toplantı sonrası işinin başına döndüğünde o notlara bir daha bakmayı unutur. 
                         Anlatılan dersi iyi anlama sadece iyi not tutmaya ve tekrara bağlı değil tabii ki. Anlatanın dersi sevdirerek anlaşılır bir şekilde anlatması, sınıfın genel düzeyinin çok üstünde veya altında olmamanız, dikkatinizin dağılmayacağı bir konumda olmanız (ön sıralarda oturmak gibi),her şeyden evvel de o dersi sevmeniz,sevmeye çalışmanız, en azından seviyor gibi yapmanız da öğrenmeyi etkileyen faktörlerdendir. Anlatılacak konuya önceden bakmak, aynı gün dersten sonra bir tekrar yapmak, anlaşılmayan noktaları sormak ta konuyu öğrenme ve anlama düzeyinizi yükseltecektir. 
                        Zaman zaman herşeyden ciddi derecede sıkıldığınızı, dersin başına oturduğunuz halde kesinlikle kendinizi veremediğinizi hissedersiniz. Ayrıca normal zamanda yapmanız gerekirken ihmal edip yapmadığınız ne kadar güzel iş varsa aklınıza gelir. Havalar bile birden bire güzelleşir. ‘Şimdi Boğaz’da çay içmek vardı’, ‘arkadaşlarla filme gitmek vardı’, ‘internette chat yapmak vardı’, ‘futbol nasıl oynanır göstermek vardı’ gibi veya ‘şimdi şu tavsiye edilen kitapları okumak , ilim tahsil etmek vardı’ gibi çok daha yüksek gayeli düşünceler gelir aklınıza. İşte asıl imtihan burada başlar. Önemli olan en istemediğiniz anlarda bile çalışmaya devam etmeye çalışmaktır. 
                        Gerçekten bir sıkıntı varsa da bu haletten kurtulmaya çalışmak gerekir. Sizi sıkan hadisenin temeline inmek, mümkün ise çözmek, o fikri kafanızdan atmaya çalışmak, sınavları başarıyla geçmenizin önemini hatırlamak gibi kendi kendine telkin tarzı çareleri denemek gerekir. Moral kazanmak için bir arkadaşınızı, dostunuzu aramak, ortam değiştirmek, açık havada yürümek, yağmurlu havada ıslanmak, şevke getirici bir şeyler dinlemek, abinizin yazılarını okumak gibi metodlar da denenebilir. Hayatın kendisi zaten kısa. Bir şeyleri aşmak, başarmak için gereken süreler ise çok çok kısa. Bu kısa sürelerde çalışmadan taviz vermemek, başarmak için gereken şartları yerine getirmek gerekiyor. 
                        Başarı dolu günlerde görüşmek dileğiyle.
 
 
  Toplam 19260 ziyaretçi (34227 klik) kişi burdaydı! copyright  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol